Bilen bilir, ülkemizin akciğerleri Kaz Dağları’nın yeşili de havası da hiçbir yere benzemez. Öyle ki buranın havası, suyu, toprağı anında güzelleştirir insanı. Belki de Kaz Dağları eteklerinde bir köy olan Adatepe’de yaşadığı rivayet edilen Refika’nın dillere destan güzelliği de bundandır.
Adatepe Köyü’nün tarihi, Homeros’un İlyada destanına kadar dayanır. Zeus’un Troya Savaşı’nı bu köyün tepelerinden yönettiği düşünülmektedir. Köyün Selçuklu döneminde nüfuslanmaya başladığı tahmin edilmekte ve tüm zamanları boyunca “Adatepe”den başka bir isimle anılmamış olduğu bilinmektedir. Selçuklu döneminin ardından Midilli göçmenleriyle Rum ve Türk nüfusu, burada uzun yıllar bir arada barış içinde yaşamıştır. Adatepe’nin aşağısı Rum mahallesi, üst kısmı Türk mahallesidir. İşte Rum kızı Refika’nın hikayesi de bu dönemlere rastlar.
Adatepe Köyünde 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında “Refika” ismiyle anılan bir Rum güzeli yaşamaktadır. Refika, köydeki Rumlar ve Türkler arasında çok sevilen, neşesiyle tanınan bir kızdır. Düğünlerde şarkılar söyleyip dans etmekte; güzelliği ve iyilikseverliği ile Adatepe ve hatta çevre köylerde de tanınmakta, sevilmektedir. Zeytin zamanı geldiğinde köylüler Refika’nın şarkıları eşliğinde neşe içinde zeytin toplamakta; düğünlere onu baş konuk olarak davet edip yine onun dansları, şarkıları ile eğlenmektedir.
1. Dünya Savaşına kadar iki farklı topluluk Adatepe’de barış ve neşe içinde yaşasa da savaş ile birlikte bu huzur bozulur. Önce köydeki Rum ve Türk cemaatleri arasında problemler, daha sonra karşılıklı çatışmalar başlar. Tüm bu kargaşa, insanların Refika’ya olan sevgisini etkilemez ve Rum güzeli Türkler tarafından sevilmeye devam eder. Ancak savaşın sonunda Türk ve Yunan hükümetleri arasındaki anlaşma gereği, Refika da diğer Rumlarla birlikte köyü terk etmek durumunda kalır.
Refika’nın Adatepe’den ayrılması Türkler arasında büyük üzüntüye yol açar. Onun gidişinin ardından ismine türküler yakılır, düğünlerde onun türküsü okunur, onun adına dans edilir… Bu gelenek, şimdilerde hala Adatepe köylülüleri tarafından yaşatılmaya devam etmektedir. Gerçek ismi bilinmeyen ancak herkes tarafından Türkler’in taktığı Refika takma ismiyle tanınan Rum güzelinin Yunanistan’a yerleştikten sonra buradaki ilk güzellik kraliçesi seçildiği rivayet edilir. Kendisi ile ilgili farklı rivayetler mevcut olsa da yaygın hikâye bu şekilde anlatılmaktadır.